Connect with us

GENÇ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemiz üzerinde yapılan ve aleyhimize sonuçlar doğuracak her hesabı bozduk”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Bölgemiz üzerinde yapılan ve aleyhimize sonuçlar doğuracak her hesabı bozduk, bozuyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Türkiye’ye yeni eserler ve hizmetler kazandırmak için çalıştıklarını belirtti. Yılbaşından bugüne kadar yaptıkları işlerin, 20 yılda asırlık eser ve hizmetleri nasıl Türkiye’ye kazandırdıklarını göstermek için yeterli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşından bugüne kadar hizmete sunulan yatırımlara ilişkin bilgi verdi.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAS) Uçak Üretim Tesisi’ni hizmete açtıklarını, Konya-Karaman hızlı tren hattını hizmete sunduklarını, organize sanayi bölgeleri mesleki eğitim merkezlerinin toplu açılışını yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Test, eğitim ve istihbarat gemimiz Ufuk’un hizmete giriş törenine katıldık. Aydın Söke’de ülkemizin en büyük kâğıt fabrikasını hizmete açtık. Giresun Dereli’de afet konutlarını hak sahiplerine teslim ettik. Boğazlara taktığımız dördüncü gerdanlık olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü hizmete sunduk. Tokat Havalimanı’nın açılış törenine katıldık. Malatya çevre yolunu canlı bağlantıyla hizmete açtık. Phaselis Tüneli’nin açılışını canlı bağlantı ile yaptık. Pınarhisar ve Çakıllı çevre yollarının açılış törenine canlı bağlantı ile iştirak ettik” diye konuştu.

“DURMADAN, DİNLENMEDEN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”

İdlib’de ve diğer güvenli bölgelerde yapımına başlanan 100 bin briket evden tamamlanan 57 bininin açılış törenine mesajla katıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel eğitim okullarına malzeme dağıtımı töreninde engelliler ve sporcularla buluştuğunu söyledi.

Deniz üzerine inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı’nın açılış törenine de katıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok ilde sayısız toplu açılış törenine, Ankara ve İstanbul’da ise sayısız programa katıldığını hatırlattı.

İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümünün coşkusunu, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesi ve 560 bin kişinin katılımıyla paylaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mevlana hazretleri ‘Güzel günler sana gelmez, sen ona yürü’ diyor. Biz bu çalışmalarımızla ülkemizi aydınlık bir geleceğe doğru taşıyoruz. Fethin bitmeyen bir mücadele olduğunun bilinciyle durmadan, dinlenmeden yolumuza devam ediyoruz. İstanbul’a, sahip çıkılacak bir emanet yerine talan edilecek bir nimet olarak bakanlar, sadece fethin sırrını değil, sadece Osmanlı’yı değil, Cumhuriyet’i de anlayamaz, bugün bizim yaptıklarımızı da anlayamazlar. Her zaman söylediğimiz gibi asıl olan gönüllerin fethedilmesidir. Tarih, fethettiğimiz her yerde güveni, huzuru, hoşgörüyü ve refahı hâkim kılmak için verdiğimiz büyük mücadelenin şahididir. Bugün de ecdadımızdan aldığımız ilhamla kendi vatanımızı ve bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri esenlik yurdu hâline getirmenin mücadelesini veriyoruz. İşte bunun için 29 Mayıs 1453’ü maziden atiye kurduğumuz köprünün en önemli ayaklarından biri olarak görüyoruz.”

“AYASOFYA, MEDENİYETİMİZDEKİ SEÇKİN YERİNİ TEKRAR ALMIŞTIR”

Ayasofya’yı 84 yıl sonra asli hürriyetine yeniden kavuşturarak, fethin bağrında açılan yarayı kapattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Boynu bükük, gözü yaşlı, yüreği yaslı, mahzun Ayasofya ezanıyla, salatıyla, salavatıyla İstanbul’un kalbinde yükselen bir sancak olarak medeniyetimizdeki seçkin yerini tekrar almıştır” ifadesini kullandı.

Fetihten itibaren uzun bir süredir harap vaziyette olan İstanbul’un, kısa zamanda büyüleyici bir güzelliğe büründürülmesinin Avrupalıların da ufkunu genişlettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rönesans’ın izini takip ettiğinizde kendinizi bu topraklarda bulursunuz. Aradan geçen onca asra rağmen İstanbul hâlâ yedi tepesi, boğazı, tarihten miras kalan ve yeni inşa edilen abide eserleriyle şairlerin, bestekârların, ressamların ilham kaynağı olmayı sürdürüyor” görüşünü paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çamlıca Tepesi’nde yapılan çalışmalara da değinerek, şöyle devam etti: “O demir kulelerle vesaire bir kirlilik abidesiydi, tamamen bir rezaletti. Çevrecilik adına konuşanların hiçbirisi kalkıp da ‘Biz ne yapıyoruz, burada bir çevre katliamı var’ demediler. Biz geldik ve bütün oradaki demir yığınlarını kaldırdık, oraya şu andaki muhteşem bir tasarım olan Çamlıca Kulesi’ni diktik. Her renkten, her kökenden, her inançtan, her meşrepten insanın dünyanın dört bir yanından gelip İstanbul’da yaşamayı, üretmeyi, okumayı tercih etmesi bize yük değil tam tersine kazançtır. Biz böyle bakarken ana muhalefet nasıl bakıyor? ‘Bunlar kaçkın, bunları buraya alamayız’ diyor. ‘Biz geldiğimizde bunları geldikleri yere göndereceğiz’ diyor. İşte bizim aramızdaki fark bu. Bunlar medeni değil, bunlar gayri medeni. Medeniyetimizin başkenti İstanbul’a ne yapsak, hangi hizmeti getirsek, hangi eseri kazandırsak borcumuzu ödeyemeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adını Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi olarak tescilledikleri eserin, İstanbul’un en yoğun nüfusuna sahip bölgesinde şehrin bir nefes borusu, vahası ve güzellik anıtı olarak vatandaşlara hizmet vereceğini söyledi.

Medeniyet hayalini bile çınar ağacının kökleri, dalları, yaprakları üzerinden kuran bir millete yakışanın, en büyük şehrini böyle bir eserle taçlandırmak olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en modern, en büyük, en işlevsel havalimanlarının başında gelen İstanbul Havalimanı’nın her geçen yıl artan yolcu sayısı ve prestijiyle ülkenin yüz akı eseri olarak faaliyetlerine devam ettiğini, Atatürk Havalimanı’nın ise askerî havalimanı, hizmete açık sivil pisti, havacılık faaliyetlerinin sürdüğü diğer birimleriyle kısmen bu vasfını sürdürdüğünü ve sürdüreceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela biz, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde Atatürk Havalimanı’nı kullanıyoruz. Aynı şekilde yabancı devlet başkanları da burada karşılanıyor ve uğurlanıyor. Havalimanı içindeki acil durum hastanesine yapılan uçuşlar da buradaki pistten gerçekleştiriliyor” diye konuştu

Atatürk Havalimanı’na üç ayda 1006 odalı hastane inşa ettirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize yakışan budur. Biz ana muhalefetin, affedersiniz, kalkıp da adeta hâl binasını hastane diye takdim etmek suretiyle milleti aldatma yarışı içinde değiliz. Onlara o yakışır. Bize de üç ayda Atatürk Havalimanı’nda işte 1006 odalı hastane yapmak yakışır” ifadelerini kullandı.

“ATATÜRK HAVALİMANI’NI ESKİ FONKSİYONUYLA DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞMAK İSTANBULLULARA BÜYÜK HAKSIZLIK OLACAKTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hastanenin, içinde MR, ultrasonografi ve tomografinin bulunduğu eksiksiz sayılabilecek bir tesis olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı şekilde, aynı süre içerisinde Sancaktepe’de yine aynı oda sayısına, aynı iç donanıma sahip şehir hastanesini yaptık. Tabii onunla yetinmeyeceğiz. Bunların özelliği şu, her ikisinde de havaalanı var. Yurt dışında, Hollanda’da, Almanya’da, şurada, burada ölüme terk edilen vatandaşlarımız vardı. ‘İşte bu entübe, artık kurtulmaz’ dediklerini bizler, oradan ambulans uçağımızla aldık, ülkemize getirdik ve şimdi burada tedavileri devam ediyor. Elhamdülillah, Allah’ın verdiği ömrü kimse bir an öne bir an sonraya alamaz. Dün yeni bir haber daha geldi. Almanya’da yaşlı ama ‘Artık bunun için ölüm vaki’ dedikleri bir hastamız var. Herhalde Bakanımız onu da takip ediyordur. Televizyonda gördüm, duydum. Biz yine elimizden geleni yapacağız. Bize düşen nedir? Biz esbaba tevessül ederiz, netice Rabbimize aittir. Biz, Batı’nın veya Batılının yaptığı gibi ölümü gözleyenlerden değiliz. Biz her an ölecekmiş gibi hazırız ama kalkıp bir hasta için de ‘Bu entübedir, dolayısıyla her an gidebilir.’ diye ağıtlar yakmayız. Rabb’in bize verdiği emaneti, en güzel şekliyle bizler kullanmaya mecburuz, memuruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un en yoğun yerleşim yerlerinin ortasında kalan Atatürk Havalimanı’nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmanın, hem İstanbul’a hem de İstanbullulara büyük haksızlık olacağını belirtti.

Gürültüden hava kirliliğine, şehir ve hava trafiğinin yoğunluğundan kapasitesinin sonuna gelinmesine kadar pek çok sebeple Türkiye’nin ve İstanbul’un artık daha uygun bir yerde yeni bir havalimanına ihtiyacı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ihtiyacı karşılayacak bir eseri Yap-İşlet-Devret yöntemiyle Hazineye hiçbir yük getirmeden, tam tersine girdi sağlayarak ülkeye kazandırdıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kısa adı İGA olan bu havalimanımız, şu anda dünyada ilklerde. Modern, lüks her yönüyle. Bu havalimanımızı şu anda daha geliştiriyoruz. Zira orada, bu havalimanımızın gelen-giden yolcularla ilgili otel ihtiyaçlarına yönelik de yüklenici firmaya gerekli desteği vereceğiz. O otelleri yapmak suretiyle İGA çok daha güçlü hâle gelecek. Bunun yanında tabii pistler noktasındaki eksiğini de inşallah giderecekler. Böylece İGA dünyada belki de bir numara olacak. Sadece ticaretin bel kemiği olan kargo kısmı Atatürk Havalimanı kadar olan yeni havalimanımızı, etap etap büyütmeye devam ediyoruz.”

Atatürk Havalimanı arazisinin kullanılmaya devam eden kısımları dışında kalan 5 milyon metrekarenin üzerindeki alanını, Millet Bahçesi yaparak İstanbul’un hizmetine sunduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölgeye Fetih yılını çağrıştırması için 145 bin 300 fidan ve ağaç dikeceklerini, vatandaşların kitap okumadan yürüyüşe, fuardan müzeye, spordan pikniğe her türlü ihtiyacını karşılayacak altyapı kuracaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşlısıyla, çocuğuyla, engellisiyle her kesimden kardeşimizin huzur içinde vakit geçirebileceği, günde 1 milyon insanın yararlanabileceği bir eser ortaya çıkartıyoruz. Bu arada 350 yaşında bir zeytin ağacının da dikimini yaptık. Onunla da oraya farklı bir şahsiyet, farklı bir onur kazandırıyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen pazar günü gerçekleştirilen İstanbul’un fethinin yıl dönümü ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin temel atma törenine ilişkin video görüntülerinin izletilmesinin ardından, “Nasıl?” sorusunu yöneltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıtlara göre, Emniyet’in verdiği resmî rakam, 560 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz program. Bay Kemal dikkat et, ‘Zulüm 1453’te başladı’ dediniz. Senin avanen, İstanbul’umuzun başta Kadıköy olmak üzere bütün buralarda duvarlara bunları yazdı” dedi.

“BUNLARIN DERDİ ÇEVRE DEĞİL, BUNLARIN DERDİ AĞAÇ DEĞİL”

Yalan ve iftira ile Millet Bahçesi üzerinden kendilerine saldıranlara da en güzel cevabı, pazar günü verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böylesine bir yeşil alan kazandırılması projesine karşı çıkacak aklı başında tek bir kişi bulamazsınız. Bulursunuz da… Ülkemizde birileri, böyle bir hizmeti dahi siyasi husumet aracı hâline getirebilecek kadar akıllarını, vicdanlarını, ahlaklarını kaybetmiştir. Bu ülkede güya işi, ağaç dikmeyi teşvik etmek olan, çevrenin ve yeşilin korunmasını savunmak olan, şehirlerimizi daha yaşanabilir yerler hâline getirebilecek projeler üretmek olan pek çok kuruluş var. Ancak bunlar çevrecilik ve ağaç sevgisi adına, bizim yaptığımız her projede, her hayırlı yatırımda, attığımız her adımda karşımıza dikilmişlerdir. Beklerdik ki aynı çevreler, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi konusunda yanımızda olsun, karşı çıkanlara ‘Durun, ne yapıyorsunuz? Böyle bir projeye karşı mı çıkılır?’ desinler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte üstat adeta bunları ve bugünü okudu. Biz, inşallah bu süreci çalışarak; durmadan, yılmadan, usanmadan devam ettireceğiz. Peki, bunlardan Millet Bahçesi tartışmalarında bıraktım eylemi, en küçük bir ses çıktığını gördünüz mü, duydunuz mu? Göremezsiniz, duyamazsınız. Çünkü bunların derdi çevre değil, bunların derdi ağaç değil. Kendi kısır ideolojik saplantılarına, kendi hastalıklı yaşam biçimi dayatmalarına çevreyi ve ağacı malzeme yapanların maskeleri, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi tartışmasında bir kez daha düşmüştür. Açık konuşuyorum; bu ülkede bizden daha samimi ve gayretli çevreci de yoktur, ağaç sevgisi bizden daha fazla kimse de yoktur. Bu iş bizim işimiz. Biz, kimin ne dediğine, kimin kendini nasıl paraladığına bakmadan eser ve hizmet kervanımızı yürütmeyi sürdürüyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl fethin 570. yıldönümü törenlerini, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin tamamlanan kısımları üzerinde yaparak bu kifayetsiz muhterislere hak ettikleri cevabı bir kez daha vereceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylesine önemli bir projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile diğer tüm kurumları tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her eser gibi İstanbul’daki Millet Bahçesi’ne de çamur atan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’da terör örgütünün ağzıyla konuşarak, “aklınca Kandil’e selam çaktığını” ifade etti.

“BUGÜNE KADAR VAN’A EN AZ 35 MİLYAR HARCAMA YAPTIK”

Van’ın dışlanmışlığından, terk edilmişliğinden söz ederken, bu şehri 2011’deki depremin ardından adeta sıfırdan yeniden inşa ettiklerinden bile haberi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu depremden sonra Van’ın ne hâlde olduğunu biliyor musun sen Bay Kemal? Acaba sen ondan sonra kaç kere Van’a gittin? Kaç kere Erciş’e gittin, kaç kere Edremit’e gittin, kaç kere acaba Van’ın merkezini dolaştın?” diye sordu.

Bugüne kadar Van’a en az 35 milyar harcama yaptıkları bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altyapısı, üstyapısı, hele hele Edremit adeta denize nazır villa diyeceğim, bu hâle geldi. O binalar villa görüntüsünde, oraya böyle bir estetik kazandırıyor. Erciş’e geliyorsunuz, öyle. Çünkü biz biliyorsunuz ‘Van Gölü’ demiyoruz, ‘Van denizi’ diyoruz. Bütün bunları en güzeliyle bir taraftan Van Gölü Bitlis’e bakıyor; Erciş, Edremit bütün buralara bakan yer ama Bay Kemal’e sorsanız, Kağıthane’ye ‘Kağıttepe’ dediği gibi, buraya da herhalde benzer bir şey söyler. Haritadaki yerini bile gösteremez” değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi ömrünün büyük bir kısmının buralara sık sık yaptığı ziyaretlerle geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz böyle çalıştık. Hâlâ da böyle çalışıyoruz. Van’da eğer PKK örgütünün uzantısı olanlar görevde olmuş olsaydı, inanın şu anda suyu olan bir Van bulamazdınız. Onların döneminde bile buraya, DSİ’nin böyle bir görevi yok, olmadığı hâlde Van’a suyu biz götürdük” dedi.

Büyükşehir Belediyesi statüsünde olduğu için suyu kendisinin temin etme zorunluluğu olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’da aldığımız zaman İstanbul’da su var mıydı? Yoktu. Susuz bir İstanbul vardı. Kimden almıştık? CHP’den. CHP’den aldığınız İstanbul’da elhamdülillah susuzluğu en kısa zamanda giderdik ve İstanbul’u suya kavuşturduk ama Bay Kemal bunları bilmez. Bu, bilgi fukarasıdır, siyasetin fukarasıdır, anlamaz bu işlerden. CHP’ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, İstanbul’u yaşadınız, Ankara’yı yaşadınız; Van’daki kardeşlerime sesleniyorum, siz de Van’daki o felaketi yaşadınız. Daha ilk geceden itibaren Van’da sizin yanınızda olanlar kimlerdi? Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıydı. Aslında bunların hepsinden haberi var ama bunların gözleri vardır görmez, kulakları vardır duymaz, ağzı, dili var konuşamaz. Niye? Kalpleri mühürlüdür.

“BU ÜLKEDE YARGI VAR, BİZ BİR HUKUK DEVLETİYİZ”

Devletin kaynaklarının terör örgütüne aktarılmasının önünü kesmek için kullandığımız belediye başkanvekili yöntemini öyle anlatıyor ki sanırsınız ses Kandil’den geliyor. Kendi belediye başkanlarının güya hizmetlerini anlatırken, doğrusunu yanlışını bir kenara bırakarak söylüyorum, öyle rakamlar veriyor ki toplamı bizim bir ilçe belediyemizin yaptıklarına denk gelmiyor. Arkadaşlar, Bay Kemal, suyu akmayan musluğu açmak suretiyle çok büyük yatırım yaptığını söyleyecek kadar zavallı. ‘Kimseye ayrım yapmadan veriyoruz’ dediği sosyal desteklerin toplamı, bizim herhangi ortalama bir il veya büyükçe ilçe belediyemizin seviyesine çıkamıyor. CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarını, ‘millete hizmet için verilen kaynakları çalanın yakasına önce ben yapışırım’ diyerek destekleyeceği yerde, bunları ‘belediyeleri engelleme çabası’ diye takdim ediyor. Milletin parasını çalan hırsızdır. Hırsızın sırtını sıvazlayan ise daha büyük hırsızdır. Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarına karşı çıkarak safını belli etmiştir. Van’ı överken, bu şehri İranlılar için nasıl cazip hâle getireceğini anlatan da Kılıçdaroğlu; ülkemize gelen yabancı yatırımcıları en aşağılık şekilde tehdit eden de yine Kılıçdaroğlu. Niye biliyor musunuz? Çünkü bu zat inanın yalancı. Çünkü bu zat omurgasız, çünkü bu zat bir proje. Çünkü bu zat bir aparat. Bu zatın partisinin başına kaset komplosu ile geçirildiği günden beri Türkiye’nin millî çıkarlarına karşı sinsi bir savaş vermekten başka iş yaptığını gördünüz mu? Yine bu zatın ülkede yapılan tüm eserleri ve hizmetleri engellemeye çalışmaktan başka bir gayretine şahit oldunuz mu?

Ana muhalefet, yavru muhalefet; ne diyorlar? Gelmeyecekler de ‘Biz gelirsek, bunların verdiği işi alan müteahhitlere ödemeleri yapmayacağız.’ Siz ne cinssiniz ya? Devlette devamlılık esastır. Bunu nasıl dersin? Söke söke… Bu ülkede yargı var, biz bir hukuk devletiyiz. Nasıl vermezsin? Şakır şakır ödemeye mecbursun. CHP’nin milletvekili olmuş olan müteahhitlerine, ‘Bu CHP’li müteahhit, dolayısıyla ben buna ödeme yapmam.’ demedik. Hepsinin ödemesini şakır şakır yaptık ve iş de verdik. Niye? Bizde böyle bir kin yok. Bizde, gerçekten, samimi olarak işini yapana, yatırım yapana her zaman destek var.”

“TURKEN VAKFI’NIN YURT BİNASI AMERİKA’DA EĞİTİM GÖRECEK ÖĞRENCİLERE HİZMET VERMEK ÜZERE YAPILDI”

“Bu zatın Demirtaş’ından Kavala’sına, FETÖ’cülerinden PKK’lılarına kadar ülke ve millet düşmanı teröristleri savunmaktan, hatta bunun için Ankara’dan İstanbul’a yürümekten başka bir çabası var mı?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TURKEN Vakfı’nın Amerika’daki yurt binasının inşaatını diline dolayan Kılıçdaroğlu’nun, mesela FETÖ’nün oradaki okul görünümlü fitne yuvalarından, PKK’nın oradaki faaliyetlerinden şikâyetçi olduğunu hiç görmedik” diye konuştu.

Bu yurdun Amerika’da eğitim görecek öğrencilere hizmet vermek üzere yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki Kılıçdaroğlu bu yurdu bin bir türlü iftirayla diline dolayarak kime hizmet ediyor dersiniz? Rahmetli Muhammed Ali’nin çiftliğini de aynı vakfımız vasıtasıyla öğrencilerimizin hizmetine sunarak bu zatı daha da çatlatacağız daha da kıvrandıracağız” dedi.

“Bu zatın eğitim faaliyeti yürüten vakfımıza yaptığı her iftirayı burnundan fitil fitil getirmek de öteki dünyada yakasına yapışmak da boynumuzun borcudur” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim çoluğumuzla çocuğumuzla uğraşmayı ailemizle uğraşmayı adet hâline getiren bu zatın cemaziyülevvelini ortaya dökmesini de biliriz, bize yakışmaz, onun için sesimizi çıkarmıyoruz. Yalan olduğu ilgili kurumlar tarafından da mahkemeler tarafından da defalarca ispatlanmış konuları sanki ilk defa söylüyormuş gibi sürekli tekrarlama ısrarı, şahsiyetli bir adamın yapacağı iş değil” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun, Tank Palet Fabrikası’ndan Merkez Bankası rezervlerine, “kaçacak” iddiasından yurt binasına kadar pek çok meselenin etrafında dönüp durmasının, ancak bir projenin parçası olarak yapılabileceğini söyledi.

Bunun, bizzat sahiplerinin alenen ifade ettiği şekilde, Türkiye’deki yönetimi yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, medya manipülasyonlarıyla, sosyal medya kampanyalarıyla değiştirme projesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu tipler omurgasız oldukları için önce kendilerine verilen senaryoya, sonra da karşılarındaki kitlenin rengine göre önce her şeyi söylerler, sonra dönüp inkâr ederler. Kapısından içeriye giremediği yerlerdeki sefil hâlini, ‘korkudan içeri kaçtılar’ diyerek anlatacak kadar şahsiyet fukarası bu karikatür tip için harcadığımız her nefese acıyoruz. Rabbim bu israfımızdan dolayı hepimizi affetsin. Fakat gerektiğinde hadsize haddini bildirmenin, 40 yetime kaftan giydirmekten daha üstün olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Biz doğruları yüzlerine çarpmayınca, meydanı boş bulup sürekli daha büyük yalanlara, daha büyük iftiralara sarılan bu hadsizlere zaman zaman ağızlarının payını verme eziyetine maalesef katlanıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun hakkını yememek gerektiğini, onun, Haziran 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için rakip gördüğü herkesi ya aynı masa etrafında toplayarak kendine tabi kıldığını ya da ince manevralarla saf dışı bırakmaya başladığını belirtti.

Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir eylemine, sözüne, destek beyanına şahit olmadıkları Kılıçdaroğlu’nun, konu kendi siyasi ikbali olunca “ya benimle olun ya önümden çekilin” diyerek nasıl şahinleştiğini ibretle takip ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçi bu zatın her ağzını açtığında hakkını savunduğu biri, cezaevinden altılı masanın tüm taraflarına ‘utanmıyor musunuz, kendinize gelin’ diye ayar verdi. Ama süt dökmüş kedi misali hiçbirinin sesi çıkmadı. Herhalde soluk borularını tutan el, ses çıkarmalarına izin vermedi” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu partilerin kimlerle, hangi masa etrafında toplanacaklarının, kimi aday göstereceklerinin kendi bilecekleri iş olduğunu, kendilerinin ise böyle bir sorunlarının bulunmadığını bildirdi.

Kılıçdaroğlu’na birkaç soru sormak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sorulara öyle kıvırtarak, laf çevirerek, yuvarlak sözler ederek değil, kesin, kati, net cevap vermesini bekliyorum. Şayet bu delikanlılığı yaparsa kendisini siyaseten ve tıbben mazur görmekten vazgeçip muhatap almaya başlayabiliriz.” sözlerini sarf etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorularını şöyle sıraladı: “Birinci soru; PKK’dan YPG’ye bölücü terör örgütünün bütün unsurlarını, DHKP-C’den TİKKO’ya, FETÖ’den DEAŞ’a tüm terör örgütlerini, siyası uzantıları, medya destekçileri, yurt dışında bağlantılarıyla birlikte en şiddetli şekilde lanetliyor mu lanetlemiyor mu?

İkinci soru; Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı yürüttüğü sınır ötesi harekâtlarını destekliyor mu desteklemiyor mu?

Üçüncü soru; İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında bir kez daha ortaya çıkan, Batı’nın terör örgütlerine ve ülkemizin millî çıkarlarına yönelik riyakâr tutumuna karşı kendi devletinin izlediği politikaların yanında mı değil mi?

Dördüncü soru; Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de, sınır hattından kalıcı ekonomik bölgeler oluşturma çabalarına kadar verdiği millî mücadelede, ülkesinin safında mı karşımızdakilerin safında mı?

Beşinci soru; Dünyanın salgın ve savaş sebebiyle yaşadığı krizin ekonomik boyutunun ülkemize etkilerine karşı sürdürdüğümüz mücadeleye en azından ilkesel düzeyde destek veriyor mu vermiyor mu?

Altıncı soru; Mahkeme kararları ve kurum açıklamalarıyla yalan olduğu tescillenmiş iddiaları bir kenara bırakıp, siyaseti ülkenin ve milletin adil çıkarları üzerinden yürütmeye var mı yok mu?

Yedinci soru; Siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine hazırlatmak ve onaylatmak yerine kendi partisinin mensuplarıyla ve ülke kamuoyuyla belirlemeye yönelecek mi yönelmeyecek mi?

Sekizinci soru; Bin yıldır, kanlarımızla sulayarak, ebedi vatanımız hâline getirdiğimiz bu toprakların tüm değerleri, sembolleri, birikimleri ve kazanımlarıyla asil bir devletin evladı gibi hareket etmeyi kabul ediyor mu etmiyor mu?

Dokuzuncu soru; Partisi içindeki her türden terör örgütü destekçisini, her türden hırsızı, tacizciyi, tecavüzcüyü, istismarcıyı tasfiye etmeyi düşünüyor mu düşünmüyor mu?

Onuncu soru; Yüreği yetip 2023’te cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı?”

Bu soruları uzatmanın mümkün olduğunu, ancak bu kadarına verilecek cevaplara da razı olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bu soruların cevaplarını milletimizin huzurunda, Bay Kemal dikkat, amasız, fakatsız, lakinsiz, samimiyetle ve açık bir şekilde verirse biraz önce de söylediğim gibi kendisiyle ilgili tutumuzu gözden geçireceğiz. Aksi takdirde ‘yalancıdan siyasetçi olmaz’ demeye, ‘yalancıdan genel başkan olmaz’ demeye, ‘gâvurun kılıcını çalandan adam olmaz’ demeye, ‘kendi ülkesini başkalarına şikâyet edenden vatandaş olmaz’ demeye, ‘karikatür tiplerin hezeyanlarına millet mahkûm edilmez’ demeye, ‘kifayetsiz muhterislere ülke teslim edilmez’ demeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

“2023 HEDEFLERİ VE 2053 VİZYONUYLA BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hizmeti iş, milleti güç kabul ederek durmadan, dinlenmeden yollarında ilerleyeceklerini, 2023 hedefleri ve 2053 vizyonuyla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını sürdüreceklerini belirtti.

“Varsın onlar milletin geleceğini kâbusa çevirmek için şeytanın aklına gelmeyecek ayak oyunlarıyla uğraşsınlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletin hayallerini gerçeğe dönüştürmek için engelleri birer birer aşarak Cumhuriyet’in 100. yılına, İstanbul’un Fethi’nin 600. yılına, Malazgirt’in 1000. yılına hazırlanmaya devam edeceklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Tarihimize ‘Gezi Olayları’ adıyla bir ihanet, bir utanç, bir vandallık vesikası olarak geçen hadiselerin dokuzuncu yılındayız. Olaylar, İstanbul’da Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın kesildiği iddiasıyla 2013’ün Mayıs sonu Haziran başı gibi alevlendirilmişti. Ağaç bahanesiyle çakılan kıvılcım, bir anda Türkiye’nin hükümetini, millî projelerini, uluslararası çıkarlarını hedef alan bir kalkışmaya dönüşmüştü. Düşünün, Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii’nin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler, bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta caminin içini pislemişti. Bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük. Bunlar için ulu mabet nedir, ne değildir, böyle bir şey yok. Kamu binalarının, polis araçlarının, ambulansların, iş yerlerinin, sivil araçların, belediye otobüslerinin, sokakların, parkların, yakılıp, yıkıldığı Gezi Olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu biz zaten biliyoruz da, tarih de yazacaktır. Bay Kemal orada mıydı, oradaydı. Niye? Çünkü başı çeken oydu. Bunlardan millete, vatana hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber çünkü kendileri de terör sevici. Siz bakmayın birilerinin Gezi Olaylarının arkasındaki karanlık tiplere ‘demokrasi kahramanı’ muamelesi yaptığına, bunların hepsi de yaptıkları ihanetin bilincinde olan beşinci kol elemanlarıydı.”

“MİLLETİMİZİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞANLARI, SİNSİ TUZAKLARINDA BOĞMAKTA KARARLIYIZ”

TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve milletvekilleri Ahmet Şık ile Sera Kadıgil’in 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne astıkları pankartı kaldırmak isteyen polis ekiplerine mukavemet göstermesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne çıkıp görevini yapan polislere hakaret ederek, fiziki saldırı yaparak pankart asmaya çalışan tipler, bunun somut örnekleridir. HDP ve CHP listelerinden Meclis’e sokulan bu siyasetçi kılıklı provokatörler yaptıkları terbiyesizliğin hesabını hukuka ve milletimize vereceklerdir. Bu ne densizlik, bu ne edepsizliktir. Devletin polisine görevini yaparken yaptıkları iş, ‘Ben milletvekiliyim’, sen milletvekili olsan ne yazar? Şehitler Köprüsü’nde böyle bir pankartı sen, polise rağmen asamazsın, astırmazlar. Ne oldu, asamadınız, asamayacaksınız. Ayrıca hukuk önünde de bunun hesabını vereceksiniz. Aynı şekilde kültür sanat etkinlikleri üzerinden yaygara kopartarak milletimizi birbirine düşürmeye çalışanları, kendi sinsi tuzaklarında boğmakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin hükûmetin sanata ve sanatçıya yaklaşımını gösteren en güzel organizasyon olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Haziran’a kadar sürecek bu festivalin 53 farklı kültür sanat kurumunun iştirakiyle 84 farklı noktada 5 bine yakın sanatçının katılımıyla 1500’den fazla etkinliğe ev sahipliği yaptığını anlattı.

“GEZİ OLAYLARI, MASUM BİR İTİRAZ DEĞİL, PLANLI VE ALÇAK BİR KALKIŞMA”

Başkent Kültür Yolu Festivali’nin de Ulucanlar’dan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasına kadar önemli tüm kültür sanat yapılarını içine alacak şekilde 560 etkinliğin, 6 bine yakın sanatçıyla gerçekleştirileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı çevre konusunda olduğu gibi kültür sanat konusunda da ülkemize bizden daha çok hizmet getiren kimse olmadığına yürekten inanıyoruz” dedi.

Gezi Olayları’nın masum bir itiraz değil “planlı ve alçak bir kalkışma” olduğunu boşuna söylemediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası yatırımcıların ülkeden çıkışından borçlanma faizlerinin artışına, borsanın düşüşünden döviz kurunun yükselmeye başlamasına kadar hâlen boğuşulan pek çok sorunun başlangıç noktasının Gezi hadisesi olduğunun altını çizdi. Türkiye’ye sadece yol açtığı maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar, dolaylı maliyeti yüzlerce milyar dolar olan bu hadisenin, arkasından gelen tüm oyunların ve tuzakların da işaret fişeği hüviyeti taşıdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlarsanız, Gezi Olaylarıyla yapamadıklarını, birkaç ay sonra FETÖ’nün emniyet yargı darbe girişimiyle, millî iradeyi devre dışı bırakıp, ülkenin meşru hükümetini devirmeye kalkarak tekrar denediler. Burada da başarılı olamayınca PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip Güneydoğu bölgemizdeki çeşitli il ve ilçelerimizde çukurlar açmak suretiyle maalesef o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryolar, sandıkta halkımızın iradesine çarpıp paramparça olunca 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainler vasıtasıyla askerî darbe yapma cüretinde bulundular” diye konuştu.

“Biz, milletimizle birlikte darbecilere sokakları dar ederek bu planı da bozunca oyunların merkezi yurt dışına taşındı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma gayretlerini, DEAŞ’lı ve PKK’lı teröristlerin inlerine girerek yaptığımız sınır ötesi harekâtlarımızla akamete uğrattık. Bunu Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de yaptık mı? Yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“HİÇBİR İNSANIMIZI YOKLUĞUN, YOKSULLUĞUN, ÇARESİZLİĞİN PENÇESİNE TERK ETMEYECEĞİZ”

Ekonomiyi kur-faiz-enflasyon şer üçgeni üzerinden hedef alan saldırılara karşı tüm imkânlar ve kararlılıkla mücadele ettiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sağlık ve güvenlik krizlerinin etkisiyle ekonomide büyük bedeller ödendiğini söyledi. Buna rağmen yeni yollar, yeni araçlar bularak yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi sürdürecek Türkiye Ekonomi Programı’nı hayata geçirmeyi başardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yılı yüzde 11 büyümeyle kapatmıştık. Dün 2022 yılının ilk çeyrek büyüme rakamı açıklandı. Ne kadar, yüzde 7,3 olarak açıklandı. Hedeflerimize uygun bir seviyede çıktı. İstihdamda 30 milyonu geçerek tarihimizin rekorunu kırdık” dedi.

Hayat pahalılığın yükü altında canı yanan vatandaşların sıkıntılarını bildiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak küresel ekonomik dalgalanmaların sınır tanımaz etkisiyle benzer sıkıntıların gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada yaşandığını da unutmamalıyız. Tıpkı vesayetle, terörizmle mücadelemizde, tıpkı darbelere karşı mücadelemizde olduğu gibi birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılarak çalışmaya devam edersek, inşallah bu süreci de en az hasarla atlatmayı başaracağız. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Hiçbir insanımızı yokluğun, yoksulluğun, çaresizliğin pençesine terk etmeyeceğiz” değerlendirmesini yaptı.

Şu an itibarıyla Tarım Kredi Kooperatifleri’nin açtığı market sayısının 1300’e ulaştığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedef; bunu da süratle ilk etapta 1500, 2 bin, 3 bine doğru çoğaltmak ve böylece Tarım Kredi Kooperatiflerimizden vatandaşlarımızın daha ucuz, daha sağlıklı ürünler elde etmesini sağlamak” dedi.

İstihdamı destekleyerek, sosyal yardım şemsiyesini genişleterek, çalışan ve üreten herkesin yanında yer alarak, enflasyondan kaynaklanan refah kaybını adım adım telafi edecek tedbirleri hayata geçireceklerini açıklayan Hiçbir insanımızı yokluğun, yoksulluğun, çaresizliğin pençesine terk etmeyeceğiz” Erdoğan, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesini bu dönemde çok daha öne çıkaracaklarını kaydetti.

İşçisi, işvereni, esnafı, çiftçisi, memuru ve emeklisiyle her kesimin sıkıntılarına çare olacak paketler hazırladıklarını, uygulamaya koyduklarına dikkati çeken Hiçbir insanımızı yokluğun, yoksulluğun, çaresizliğin pençesine terk etmeyeceğiz” Erdoğan, “Gerek gençlerimize gerek kadınlarımıza gerek esnafımıza başta devlet bankalarımız olmak üzere her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki haftalarda ve aylarda bu çerçevede yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız. Bu ülkenin en garip insanının da karnının tok, üstünün pek, gönlünün huzurlu olduğunu görmeden bize rahat uyku uyumak haramdır” diye konuştu.

“BÖLGEMİZ ÜZERİNDE YAPILAN VE ALEYHİMİZE SONUÇLAR DOĞURACAK HER HESABI BOZDUK, BOZUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgesel ve küresel krizleri Türkiye için fırsata çevirmeyi sağlayacak çalışmaları ihmal etmediklerini söyledi.

Libya’dan Karabağ’a kadar, Türkiye’nin kardeşlerine destek verdiği her yerde zafer nidaları yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemiz üzerinde yapılan ve aleyhimize sonuçlar doğuracak her hesabı bozduk, bozuyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilahi adaleti de unutmamak gerektiğini ifade ederek, Arapların “men dakka dukka” diyerek işaret ettiği hakikatin eninde sonunda herkesin kapısına dayandığını vurguladı.

Türkiye’nin güney sınırları boyunca yaşanan güvenlik sorunlarına ve insani trajedilere kayıtsız kalan Batı dünyasının, Karadeniz’in kuzeyinde başlayan bir sıcak çatışmayla kendini benzer bir krizin tam ortasında bulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bizim, 11 yıldır taşıdığımız yükün çok küçük bir kısmıyla henüz 3 aydır yüzleşenler şimdiden feveran etmeye başladılar. Türkiye’nin yıllarca tüm yükünü çektiği, güvenlik ittifaklarına katkı vermek yerine imkânlarını kendi refahlarını artırmak için kullananlar, Ukrayna krizi sonrası NATO’nun kapısına dayandı. Tekrar ediyorum ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma, uluslararası camiaya; İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu işte böyle bir sürecin ürünüdür. Biz, her iki ülkenin de NATO üyeliğine, terör örgütü PKK’ya ve uzantısı kuruluşlara verdikleri destek sebebiyle karşı olduğumuzu hemen ve açıkça ilan ettik. NATO bir güvenlik kuruluşudur. NATO, terör örgütlerine destek kuruluşu değildir. Dolayısıyla bu terör örgütlerine bu ülkelerin, İsveç, Finlandiya, Almanya, Fransa, Hollanda… Polisleriyle beraber bunları koruma altına alıyorlar ve terör örgütü başının posterleriyle birlikte bu yürüyüşleri yapıyorlar. Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, İsveç’te böyle. Hatta hatta kendi parlamentolarında bunların başlarını konuşturuyorlar. Daha ileri gidiyorlar, AİHM önünde çadırlar kurmak suretiyle para topluyorlar. Bütün bunlar göz önündeyken biz nasıl olur da bunlara ‘buyurun, gelin girin’ diyebiliriz?”

Daha önce Türkiye’deki yönetimlerin Yunanistan’ın NATO’ya girişini desteklediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin dokuz üssünün Yunanistan’da kurulmasına imkân hazırlandığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir süre önce Yunanistan ile “Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey” anlaşması yaptığını anımsatarak, şunları söyledi: “Dün Dışişleri Bakanıma da söyledim. Biz, Yunanistan ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey anlaşmamızı bozduk. Zira biz şahsiyetli dış politikadan yanayız. Eğer dış politikada şahsiyetini kaybetmiş olanlar varsa onlarla birlikte olmayı asla düşünemeyiz.

İkide bir uçaklarınla kalk, bize gösteri yap. Ne yapıyorsun sen? Kendine gel. Tarihten hiç ders almıyor musun? Tarihte neredeydin, şimdi neredesin. Ondan sonra başlıyorsun ağlayıp sızlamaya. Türkiye ile dans etmeye kalkma, yorulur, yolda kalırsın. Onun için de bu anlaşmayı ortadan kaldırmak suretiyle, arkadaşlarıma da söyledim, bunlarla artık ikili görüşmeleri de yapmıyoruz ve yapmayacaksınız. Çünkü bu Yunanistan yola gelmeyecek. Neymiş, Amerika’da Rum lobisiymiş, oraya gidecek, orada kongrede konuşma yapacak, o kongrede aleyhimize sözler sarf edecek. Arkadan Davos’a gidecek. Biz artık bunlardan bıktık. Dürüst olacaksan karşımızda koltuğun hazır ama dürüst olmazsan kusura bakma.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin muvafakati olmadan İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği mümkün olmadığı için yoğun bir diplomasi trafiği yaşandığına işaret ederek, “Arayan arayana. Niçin bu ülkelerin üyeliğine karşı olduğumuzu örnekleri ve gerekçeleriyle anlattık. Şu ana kadar da önümüze bizim ihtirazı kayıtlarımızı izale edecek somut herhangi bir belge konabilmiş değildir. AB üyeliği sürecimiz başta olmak üzere pek çok acı tecrübeyle belgeye bağlanmamış sözlere inanmamız asla mümkün değildir” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin, İsveç ve Finlandiya ile bu ülkelerin üyeliği konusunda ısrarcı olanlardan terör örgütleriyle bağlantılı tüm kurumların kapılarına kilit vurmalarını istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş bir yana bu günlerde dahi Avrupa’da ve bu ülkelerde, terör örgütü yandaşlarının şımarıklıklarına, Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine nasıl göz yumulduğu ve destek verildiğinin ortada olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK ve uzantısı kuruluşların temsilcilerini en üst düzeyde ağırlayanların, Türkiye’nin terörle mücadele hassasiyetlerine saygı duyduklarına dair sözlerinin inandırıcı olmadığını söyledi.

İsveç ve Finlandiya’nın heyet gönderdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok enteresandır. Görüşmeyi yaptıkları gün, akşam İsveç devlet televizyonunda Salih Müslim ile söyleşi yapıyorlar. Bu nasıl bir duruştur, bu nasıl bir samimiyettir? Harf oyunlarıyla PKK’yı PYD, YPG yaparak veya başka isimlerle gizleyerek meşrulaştırmaya çalışanlar bizi değil kendilerine kandırıyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın terör örgütlerine desteğini anlatan bir video gösteriminin ardından konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyanın en eli kanlı terör örgütünü demokrasi havarisi gibi göstermeye uğraşanlar, bizim nezdimizde PKK’nın öldürdüğü bebeklerin, kadınların, yaşlıların, öğretmenlerin, güvenlik güçlerimizin katilleriyle aynı saftadır. Çocukları örgüt ve onun siyasi görünümlü yapısı tarafından dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin çığlıklarına kulaklarını kapatan Avrupa’nın, silahlı katil teröristlerden ekolojik kahraman çıkarma gayretleri beyhudedir. PKK yandaşlarının faaliyetlerini sivil toplum görünümüne sokarak desteklerken, bizim insanımızın camileri, dernekleri, organizasyonları üzerinde baskı kuranlar demokrat değil, en ilkelinden birer faşisttir. Türkiye’ye parasıyla vermedikleri silahları, teçhizatları, savunma sanayi ürünlerini terör örgütüne bilabedel aktaranlar hukuk devleti değil, terör devleti sıfatını hak eder.

“KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ LİSTELERDEKİ TERÖRİSTLERİ TAKİP DAHİ EDEMEYENLER NATO’YA NASIL BİR KATKI VEREBİLİR Kİ?”

Ülkelerinde devşirilen, ideolojik ve fiziki eğitime tabi tutulan teröristlere her türlü kolaylığı gösteren, bizim kendilerine verdiğimiz listelerdeki teröristleri bile takip dahi edemeyenler NATO’ya nasıl bir katkı verebilir ki? Biz önce samimiyet arıyoruz. Ortak güvenlik şemsiyesi içindeki samimiyetin yolu evvelemirde terörle mücadeledeki samimiyetten geçer. Teröriste böylesine pervasızca ve kolayca yol veren bir ülke mi bir tehdit karşısında bizimle ortak mücadele edecek? Terör örgütleriyle bu kadar iç içe geçen bir ülke mi ortak düşmana karşı dirayetli duruş sergileyecek? Bizim güney sınırlarımızı teröristlere karşı korumak için yürüttüğümüz harekâtlara ‘işgal’ diyecek kadar meseleden uzak olanlar mı ortak düşmana karşı yanımızda yer alacak? Hani biz koalisyon güçlerinde beraberdik. Ne oldu? Böyle bir beraberlik var mı? Yok. Bu sorulara tatmin edici, kesin, net cevaplar bulmadan ve bağlayıcı belgeler görmeden tavrımızı değiştirmeyeceğiz.

İşte buradan bir kez daha tekrar ediyorum; güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız. Türkiye’nin bu meşru güvenlik adımlarına bakalım kimler destek verecek, kimler köstek olmaya çalışacak, göreceğiz.”

Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusundaki yaklaşımının fırsatçılık değil terörle mücadele konusunda ilkeli bir duruş olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ümit ediyoruz ki hem bu iki ülke hem de onların üyeliği için canhıraş uğraş gösterenler Türkiye’nin güvenlik hassasiyetlerini anlar ve gereğini yapar. Böyle bir durumda bugüne kadar NATO içindeki yükümlülüklerini bihakkın yerine getiren bir ülke olarak biz de üzerimize düşeni yaparız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herkesin lafını ettiği, istismarını yaptığı Ukrayna krizinin çözümüne katkılarımız bile tek başına müttefiklerimizin ve dostlarımızın güvenliğine katkıda bulunma konusunda sözümüzün eri olduğumuzun ispatıdır” dedi.

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:

“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”

Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.

Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.

Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.

“KARARLILIKLA UYGULADIĞIMIZ EKONOMİ PROGRAMIMIZIN MEYVELERİNİ TOPLAMAYA BAŞLADIK”

Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.

Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.

Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.

“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”

Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.

Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.

Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.

“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”

Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.

Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.

“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”

Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.

Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.

“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”

Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.

Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI, KARDEŞLİĞİN YÜZYILI YAPMAKTA KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.

Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.

Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.

BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.

“5 AYDA ELEKTRİKLİ ARAÇ, GÜNEŞ HÜCRESİ GİBİ YATIRIMLARI ÜLKEMİZE KAZANDIRMA NOKTASINA GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.

Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.

“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”

Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’

“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.

Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”

“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”

22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.

Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.

“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.

En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”

“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”

Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.

Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.

“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.

GENÇ GAZETECİLER BURSA

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gazeteciler ile İstanbul’da bir araya geldi. Suriye’nin yeniden ihyası için enerji konusunda nasıl bir yol izleneceğini anlattı. Kısa süre içinde bir heyetin bölgeye gidip enerji altyapılarını inceleyeceğini ve heyete kendisinin de başkanlık yapabileceğini kaydeden Bakan Bayraktar, ülkenin yeniden inşasında Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarından yararlanmak için bir çalışma içinde olduklarını belirtti.

Bayraktar, enerji desteklerinden yeni keşiflere kadar birçok konuda soruları yanıtladı.

Türkiye Suriye’nin Enerjisi İçin Derede

Bayraktar, Suriye’nin yaklaşık yüzde 60’ının karanlıkta olduğunu ve Türkiye’nin Suriye’yi tekrar elektriğe kavuşturmak için harekete geçtiğini ifade etti. Kısa bir süre içinde Türkiye’den bir heyetin Suriye’ye gideceğini ve eksikleri yerinde tespit edeceğini belirten Bakan Bayraktar, “Gelişmelere göre bu heyete ve bu ziyarete ben başkanlık edebilirim. Çok hızlı bir şekilde Suriye’de elektriğin olmadığı yerleri elektrikle buluşturmalıyız. Burada öncelikle ithalatla bunu yapacağız. Orta vadeli planlarla da biz elektrik kurulu gücünü, oradaki üretim kapasitesini artırmakla alakalı planlama içerisindeyiz. Güçlü bir özel sektörümüz var. Onların dinamizmi, devlet kurumlarımızın tecrübesi ve varlığıyla bu uzun dönemde Suriye’nin enerji altyapısının inşasında birlikte çalışacağız” dedi.

Suriye Üzerinden Lübnan’a Elektrik

Bakan Bayraktar halihazırda Suriye’nin kuzeyine elektrik tedariki yaptıklarını ifade ederek “Kuzeye akaryakıt, LPG yani tüp gaz dediğimiz LNG’yi özellikle İdlib’den başlayarak Afrin, bizim Barış Pınarı, Zeytin Dalı kapsamında kalan bölgelerin tamamında şu anda enerji faaliyetlerimiz var. Yaklaşık 210 megavatlık kapasitede elektriği uzun zamandır veriyoruz. Üç iletim noktası, dört de dağıtım noktasında olmak üzere o bölgelere elektrik sağlıyoruz. Şu anda onların kapasitesini artırmakla alakalı bir çalışma içerisindeyiz.” dedi. Bayraktar, Türkiye’nin Suriye üzerinden Lübnan’a da elektrik ulaştırabileceğini de ifade etti.

Suriye Petrolü İçin Özel Çalışma

Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarının Suriye’nin yeniden inşasında kullanılması için bir çalışma içinde olduklarını söyleyen Enerji Bakanı, “Bu projeleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Çünkü Suriye’nin özellikle 2000’li yıllarının başında 600 bin varillere ulaşan günlük petrol üretimleri olmuş. Bu rakamlar tabii şimdilerde 30 bin varillere gerilemiş durumda. Bu bir kısım sahaların verimsiz işletilmesinden, bir kısmının savaş nedeniyle tahribat görmesinden kaynaklanabilir. Ama bu anlamda Suriye’nin bu potansiyelini de ekonomiye kazandırmak, oradan elde edilen kaynakları da yine Suriye’nin kalkınması için, inşası için, ihyası için kullanmakla alakalı bir vizyonla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Bayraktar, Suriye petrolünün Irak-Türkiye petrol boru hattı üzerinden dünyaya ve Türkiye’deki rafinerilere de açılabileceğini belirtti.

Tüketicilere 431 Milyar TL Destek

Tüketim esasına göre desteklerin devam edeceğini hatırlatan Bakan Bayraktar, “Yıllık tüketimi 5 bin kilovat saati aşan tüketicileri maliyet esaslı bir modele geçirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda her ilin durumu farklı. Ortalama tüketimin üzerinde olan bir tüketim rakamının yine tam maliyet esaslı değil ama daha yüksek bir fiyattan, kademelendirerek vermeyi planlıyoruz. Elektrikte kademelendirme geçmişte de vardı. Şimdi 417 kilovatsaat ve üzerinde tüketimi olanlar farklı bir kategoride. Yeni düzenleme toplam abonelerin yüzde 3’nü etkileyecek. Şubat ayı içerisinde faturalarda bu yüzde 3’lük kesim bunu hissedebilir. Ama kalan yüzde 97 için değişen bir şey yok. Hepimizin evlerinde kullandığımız elektriğin düşük kademeli yani 240 kilovat saate kadarki kısmının yüzde 60’ını devlet karşılıyor. Şimdi bu 417 kilovatsaat ve üzeri tüketen grup maliyet bazlı tarifeye tabi olacak.” açıklamasını yaptı. 2024’te vatandaşa elektrikte 175 milyar, doğal gazda 256 milyar toplam 431 milyar lira doğrudan destek sağladıklarını açıklayan Bakan Bayraktar, 2025’te de desteklerin devam edeceğini söyledi.

Enerji Fiyatları Ocak’ta Değişmeyecek

Doğal gaz depolarımız yüzde 90’ların üzerinde dolu olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, “Yani kışın inşallah herhangi bir sıkıntı öngörmüyoruz. İran her zamanki bilinmezliğini koruyor. Şu anda kontratın hem sadece yarısını alabiliyoruz. Kontrattaki teslimatın yarısı geliyor ama buna rağmen hem LNG altyapımızda hem depolarımızda bu kış için bir risk görmüyoruz. Ocak ayında enerjide de bir fiyat değişimi düşünmüyoruz.” dedi.

Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak

Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda bugün itibarıyla üretim kapasitesinin 7 milyon metreküpe geldiğini, 2025’in ilk çeyreğinde 9 milyon metreküpün üzerine çıkacağını anlatan Bakan Bayraktar, “Halihazırda üretim yaklaşık 2,9 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılıyor. Karadeniz’de 4 tane gemi var. Yüzer üretim platformu da geldi. Şu anda Çanakkale’de hazırlıkları devam ediyor. Mayıs 2025’te Filyos’a geçecek ve bir sene işi var. Üzerine adeta fabrika inşa ediyoruz. O gemiyle birlikte günlük üretim 9.5-10 milyon metreküpe, toplamda 20 milyon metreküpe çıkacak. Bir taraftan yeni kuyular açıyoruz. 2028’e kadarki süreçte 40’ın üzerinde yeni kuyu kazılacak. Keşif amaçlı yeni sondaj konusunda da yoğun bir çalışmamız var. Özellikle Rize Çayeli’nde petrol olduğu her zaman söylenen lokasyonda tespitimiz var. Onun sondajını yapmak istiyoruz” diye konuştu. Bayraktar, Karadeniz ve Somali’deki deniz operasyonlarında farklı ülkelerden iş birliği teklifleri geldiğini ve buna hazır olduklarını ifade etti.

ABD İle İş Birliği

Doğal gaz merkeziyle ilgili altyapı çalışmalarının devam ettiğini anlatan Bakan Bayraktar, “EPİAŞ’ı yani bizim enerji borsamızı nisan, mayıs gibi İstanbul Finans Merkezi’ne taşıyoruz. Orada karbon piyasasını açmak istiyoruz. İstanbul GAZHUB projemizin altyapısıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Depolama kabiliyetimizi artırmaya gayret ediyoruz. İlave FSRU düşünüyoruz. Bu anlamda yeni Trump yönetimiyle de özellikle doğal gaz alanında ciddi bir iş birliği imkânı olabilir. Cumhurbaşkanımız ilk döneminde Trump’la beraber bir 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi konulmuştu. 100 milyar dolara enerji ve maden olmadan gitmek bana göre çok gerçekçi değil.” dedi.

Nükleerde Karar Yılı

Akkuyu nükleer santralinin ilk ünitesinin 2025’te devreye gireceğini hatırlatan Enerji Bakanı, “Akkuyu ilk reaktörden elektrik üretmeye başladığında 1200 megavatla Türkiye ihtiyacının yaklaşık yüzde 2,5’ini karşılayacak. 4 reaktör devreye girdiğinde de Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu nükleerden karşılamış olacak. Yılda 7-7,5 milyar metreküp doğalgazı ithal etmemiş olacağız. Bu 3 milyar dolar demek. Öte yandan Türkiye’nin Sinop’ta, Trakya’da iki büyük konvansiyonel nükleer santrale daha ihtiyacı var. O noktada 2025, bizim için önemli karar yılı olacak. Çünkü artık hangi ülkeyle, hangi teknolojiyle, hangi modelle yürüyeceğimize artık 2025 yılında karar vermiş olacağız.” İfadelerini kullandı.

Nijer’de 3 Yeni Altın Sahası

Türkiye’nin Nijer’deki altın arama faaliyetlerine ilişkin de konuşan Bakan Bayraktar, “Üç tane altın sahamız vardı. Üç yeni saha anlaşması imzaladık Agadez bölgesinde, Nijer’de ilave sahalar almış olduk. Mevcut 2020’de başladığımız sahada da üretimi 2025 içerisinde gerçekleştirmeyi ve ilk altını üretmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşmede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da hazır bulundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR

HABER BURADA

Bürokrat8 dakika önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti. GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bürokrat2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve...

Bürokrat4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız...

Bürokrat6 gün önce

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gazeteciler ile İstanbul’da bir araya geldi. Suriye’nin yeniden ihyası için enerji konusunda nasıl...

Bürokrat7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi. Görüşmede, Cumhurbaşkanı...

Bürokrat7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi kabul etti.

Kuveyt büyükelçisinden güven mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi...

Bürokrat7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi’yi kabul etti.

Hindistan büyükelçisinden güven mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Pardeshi,...

Bürokrat1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sierra Leone Büyükelçisi Francess Virginia Anderson’u kabul etti

Sierra Leone büyükelçisinden güven mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sierra Leone Büyükelçisi Francess Virginia Anderson’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde...

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da STK Temsilcileriyle Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır....

REKLAMLAR
Haziran 2022
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930  
REKLAMLAR

GENÇ BÜROKRAT

seers cmp badge