Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York’ta Türkevi’nde düzenlenen, “Afrika’nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni” ile “Afrika Yemek Kültürü” kitabının tanıtımı programlarına ev sahipliği yaptı.
Programa; Kosova Cumhurbaşkanı’nın eşi Prindon Sadriu, Mauritius Cumhurbaşkanı’nın eşi Sayukta Roopun, Fiji Cumhurbaşkanı’nın eşi Filomena Katonivere, İrlanda Cumhurbaşkanı’nın eşi Sabina Higgins, Botsvana Devlet Başkanı’nın eşi Neo Jane Masisi, Estonya Cumhurbaşkanı’nın eşi Sirje Karis, Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, Bulgaristan Cumhurbaşkanı’nın eşi Desislava Radeva, Surinam Cumhurbaşkanı’nın eşi Mellisa Santokhi, Gabon Cumhurbaşkanı’nın eşi Zita Nyangue Nguema, Gambiya Cumhurbaşkanı’nın eşi Fatounatta Bah-Barrow, Seyşeller Cumhurbaşkanı’nın eşi Linda Ramkalawan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Aygül Japarova, Guatemala Cumhurbaşkanı’nın eşi Lucrecia Peinado, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı’nın eşi Mirela Becirovic, AB Konseyi Başkanı’nın eşi Amelie Derbaudrenghien Michel, bakanlar, uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri ve medya kuruluşlarının yöneticileri katıldı.
Misafirlerini tek tek karşılayan Emine Erdoğan, büyük bir ilgiyle ağırladığı devlet başkanı eşlerine Afrika’nın ünlü içeceklerinden Fas çayı ikram etti.
Program kapsamında Afrikalı kadınlar tarafından üretilen geleneksel Afrika el sanatları ürünleri Türkevi’nde sergilenirken, Emine Erdoğan, konuklarına ürünlerin arkasında yatan büyük emeği anlattı.
Daha sonra programda bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Afrika’nın, kültürel çeşitliliği ve doğal zenginliğiyle dünya üzerinde eşsiz bir konuma sahip olduğunu söyledi.
“AFRİKA’NIN KENDİNE HAS MUTFAK KÜLTÜRÜ BAŞLI BAŞINA DİKKATE DEĞER BİR HAZİNE OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR”
Emine Erdoğan, 2 binin üzerinde farklı dili, etnik topluluğu ve 1 milyarı aşkın nüfusuyla Afrika’nın, insanlık ailesinin âdeta renkli bir iz düşümü olduğunu ifade ederek, bilimsel araştırmalara göre kıtanın, neredeyse dünyanın tamamındaki kadar genetik çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.
Afrika kıtasına daha önce yaptığı ziyaretlerde en çok kıtanın olağanüstü çeşitliliğinden etkilendiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Göz kamaştıran bir tabloyu andıran kıtanın dinamizmi, mutfağından giyimine kültürünün her katmanında kendisini gösteriyor. Afrika’nın kendine has mutfak kültürüyse başlı başına dikkate değer bir hazine olarak karşımıza çıkıyor. Sofra, Türkiye’de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu gibi Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle bir araya getiren muhabbet ve afiyet noktası mahiyetinde. Hayattaki acı-tatlı birçok tecrübede, sunduğu birliktelik ile insanın zorlukla baş etme gücünü artırıyor” diye konuştu.
Masa etrafında paylaşılan yemekle birlikte mutluluğun da çoğaldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, “Afrika sofrasına misafir olduğunuzda, sunumundan pişirme tekniğine kadar her aşamasına sirayet etmiş eşsiz bir renklilikle karşılaşıyorsunuz. Envaiçeşit besleyici yerel ürünler, lezzeti artıran pişirme usulleri ve ruhu besleyen sunum çeşitleriyle her lokma sizi çok yönlü yolculuğa çıkarıyor. Bu edindiğiniz tecrübe o kadar özel hissettiriyor ki içinizde asırlara uzanan lezzetleri, hikâyeleri ile birlikte sevdiklerinize ve çevrenize anlatma isteği uyandırıyor. İşte bu istek, 2018 yılında ‘Afrika Yemek Kültürü’ kitabı etrafında bizleri buluşturdu” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Afrika Kültür Evi Derneği öncülüğünde, Afrikalı Büyükelçi ve Misyon Şefleri Eşleri Derneği (ASHOM) katkılarıyla “Afrika Yemek Kültürü” kitabının ilk baskısını 2019 yılında çıkardıklarını belirtti.
Bu baskıda, kıtanın beş farklı bölgesinden 58 özgün yemek tarifine yer verdiklerini dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün tanıttığımız yeni genişletilmiş versiyonunda ise tarif sayısını neredeyse iki katına çıkartarak 110’a yükselttik. Geleneksel reçeteleri, ardındaki insani birikimle ortaya koyarak, kitabın içeriğini daha da zenginleştirdik. Bu süreçte Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri ve şifa reçetelerinin de Afrika lezzetlerini etkilediğini gördüm. Kitaptaki tarifler, yerel formüllere ek olarak Akdeniz havzasının damak tadını, Arap ve Hint etkileriyle zenginleştiren muazzam bir sentezi ortaya koyuyor. Bu süreçte dikkatimi çeken bir diğer konu ise Afrika mutfağı reçetelerinin Türk mutfağında olduğu gibi israfa karşı hassasiyet ile oluşturulmuş olmasıydı. Küresel gıda israfının 1 milyar doları aşarak alarm verdiği bir dönemde, kültürel öğretileriyle bağını koparmamış ülkelerin bilgi ve tecrübesi daha da önem kazanıyor. Bir Afrika atasözünün vurguladığı gibi, ‘Köklerin derindeyse rüzgârdan korkmana gerek yok’ Köklerimizle kurduğumuz bağları geliştirdikçe, modern sınamaların sert rüzgârlarının yıkamayacağı bir güce ulaşacağımıza inanıyorum.”
“AFRİKA’NIN GERİDE KALMASI, TÜM DÜNYANIN KITANIN GERÇEK POTANSİYELİNDEN MAHRUM KALMASI DEMEKTİR”
Programda Afrika mutfağının renklerini, tatlarını ve hikâyelerini kutlarken, bütün bu kültürel mirası hep birlikte kucaklamayı, korumayı ve geleceğe aktarmayı hedeflediklerinin altını çizen Emine Erdoğan, “Aynı yeryüzünü paylaşan, aynı insanlık ailesine mensup bizler için, kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika’nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden mahrum kalması demektir. Gelin, Afrika’nın tüm kaynakları ve insanlarıyla, adil bir düzende kendi potansiyelini gerçekleştirebildiği bir dünya hayal edelim. Bu dünya size de şu an içinde olduğumuz dünyadan daha parlak, daha güçlü, daha umut verici gelmiyor mu?” dedi.
Emine Erdoğan, 2017 yılında kurdukları Afrika Kültür Evi Derneğinin de böylesi bir dünya hayalinin ürünü olduğunu belirterek, “Bugün derneğin, ülkemizdeki Afrikalı kardeşlerimiz için cazip bir buluşma noktası ve Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek için güvenli bir zemin hâline gelmesinden mutluluk duyuyorum. Afrika Birliği ile bu sene New York’ta imzalanan Mutabakat Zaptı’nın, derneğimizin bölge ülkeleriyle yakın temaslar kurması için güzel bir vesile olmasını diliyorum” temennisinde bulundu.
Yemek kültürü kitabı ve Afrika Kültür Evi Derneğinin çalışmalarına desteklerini esirgemeyen ve bugünkü programa katılan Afrika ülkelerinin liderlerinin eşlerine şükranlarını sunan Emine Erdoğan, Afrika’nın Türkiye’deki büyükelçiliklerine ve büyükelçi eşleri ile Türkiye’nin Afrika’daki misyonlarında görevli temsilcilere, akademisyenlere ve alanında uzman şeflere teşekkür etti.
Konuşmanın ardından devlet başkanı eşlerinin katılımıyla aile fotoğrafı çekildi.
Katılımcılar, canlı Afrika müzikleri eşliğinde “Afrika Yemek Kültürü” kitabından reçetelerinin sunulduğu geleneksel Afrika lezzetlerinin ikram edildiği programda keyifli vakit geçirdi.
Programın ardından Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gazeteciler ile İstanbul’da bir araya geldi. Suriye’nin yeniden ihyası için enerji konusunda nasıl bir yol izleneceğini anlattı. Kısa süre içinde bir heyetin bölgeye gidip enerji altyapılarını inceleyeceğini ve heyete kendisinin de başkanlık yapabileceğini kaydeden Bakan Bayraktar, ülkenin yeniden inşasında Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarından yararlanmak için bir çalışma içinde olduklarını belirtti.
Bayraktar, enerji desteklerinden yeni keşiflere kadar birçok konuda soruları yanıtladı.
Türkiye Suriye’nin Enerjisi İçin Derede
Bayraktar, Suriye’nin yaklaşık yüzde 60’ının karanlıkta olduğunu ve Türkiye’nin Suriye’yi tekrar elektriğe kavuşturmak için harekete geçtiğini ifade etti. Kısa bir süre içinde Türkiye’den bir heyetin Suriye’ye gideceğini ve eksikleri yerinde tespit edeceğini belirten Bakan Bayraktar, “Gelişmelere göre bu heyete ve bu ziyarete ben başkanlık edebilirim. Çok hızlı bir şekilde Suriye’de elektriğin olmadığı yerleri elektrikle buluşturmalıyız. Burada öncelikle ithalatla bunu yapacağız. Orta vadeli planlarla da biz elektrik kurulu gücünü, oradaki üretim kapasitesini artırmakla alakalı planlama içerisindeyiz. Güçlü bir özel sektörümüz var. Onların dinamizmi, devlet kurumlarımızın tecrübesi ve varlığıyla bu uzun dönemde Suriye’nin enerji altyapısının inşasında birlikte çalışacağız” dedi.
Suriye Üzerinden Lübnan’a Elektrik
Bakan Bayraktar halihazırda Suriye’nin kuzeyine elektrik tedariki yaptıklarını ifade ederek “Kuzeye akaryakıt, LPG yani tüp gaz dediğimiz LNG’yi özellikle İdlib’den başlayarak Afrin, bizim Barış Pınarı, Zeytin Dalı kapsamında kalan bölgelerin tamamında şu anda enerji faaliyetlerimiz var. Yaklaşık 210 megavatlık kapasitede elektriği uzun zamandır veriyoruz. Üç iletim noktası, dört de dağıtım noktasında olmak üzere o bölgelere elektrik sağlıyoruz. Şu anda onların kapasitesini artırmakla alakalı bir çalışma içerisindeyiz.” dedi. Bayraktar, Türkiye’nin Suriye üzerinden Lübnan’a da elektrik ulaştırabileceğini de ifade etti.
Suriye Petrolü İçin Özel Çalışma
Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarının Suriye’nin yeniden inşasında kullanılması için bir çalışma içinde olduklarını söyleyen Enerji Bakanı, “Bu projeleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Çünkü Suriye’nin özellikle 2000’li yıllarının başında 600 bin varillere ulaşan günlük petrol üretimleri olmuş. Bu rakamlar tabii şimdilerde 30 bin varillere gerilemiş durumda. Bu bir kısım sahaların verimsiz işletilmesinden, bir kısmının savaş nedeniyle tahribat görmesinden kaynaklanabilir. Ama bu anlamda Suriye’nin bu potansiyelini de ekonomiye kazandırmak, oradan elde edilen kaynakları da yine Suriye’nin kalkınması için, inşası için, ihyası için kullanmakla alakalı bir vizyonla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Bayraktar, Suriye petrolünün Irak-Türkiye petrol boru hattı üzerinden dünyaya ve Türkiye’deki rafinerilere de açılabileceğini belirtti.
Tüketicilere 431 Milyar TL Destek
Tüketim esasına göre desteklerin devam edeceğini hatırlatan Bakan Bayraktar, “Yıllık tüketimi 5 bin kilovat saati aşan tüketicileri maliyet esaslı bir modele geçirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda her ilin durumu farklı. Ortalama tüketimin üzerinde olan bir tüketim rakamının yine tam maliyet esaslı değil ama daha yüksek bir fiyattan, kademelendirerek vermeyi planlıyoruz. Elektrikte kademelendirme geçmişte de vardı. Şimdi 417 kilovatsaat ve üzerinde tüketimi olanlar farklı bir kategoride. Yeni düzenleme toplam abonelerin yüzde 3’nü etkileyecek. Şubat ayı içerisinde faturalarda bu yüzde 3’lük kesim bunu hissedebilir. Ama kalan yüzde 97 için değişen bir şey yok. Hepimizin evlerinde kullandığımız elektriğin düşük kademeli yani 240 kilovat saate kadarki kısmının yüzde 60’ını devlet karşılıyor. Şimdi bu 417 kilovatsaat ve üzeri tüketen grup maliyet bazlı tarifeye tabi olacak.” açıklamasını yaptı. 2024’te vatandaşa elektrikte 175 milyar, doğal gazda 256 milyar toplam 431 milyar lira doğrudan destek sağladıklarını açıklayan Bakan Bayraktar, 2025’te de desteklerin devam edeceğini söyledi.
Enerji Fiyatları Ocak’ta Değişmeyecek
Doğal gaz depolarımız yüzde 90’ların üzerinde dolu olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, “Yani kışın inşallah herhangi bir sıkıntı öngörmüyoruz. İran her zamanki bilinmezliğini koruyor. Şu anda kontratın hem sadece yarısını alabiliyoruz. Kontrattaki teslimatın yarısı geliyor ama buna rağmen hem LNG altyapımızda hem depolarımızda bu kış için bir risk görmüyoruz. Ocak ayında enerjide de bir fiyat değişimi düşünmüyoruz.” dedi.
Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak
Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda bugün itibarıyla üretim kapasitesinin 7 milyon metreküpe geldiğini, 2025’in ilk çeyreğinde 9 milyon metreküpün üzerine çıkacağını anlatan Bakan Bayraktar, “Halihazırda üretim yaklaşık 2,9 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılıyor. Karadeniz’de 4 tane gemi var. Yüzer üretim platformu da geldi. Şu anda Çanakkale’de hazırlıkları devam ediyor. Mayıs 2025’te Filyos’a geçecek ve bir sene işi var. Üzerine adeta fabrika inşa ediyoruz. O gemiyle birlikte günlük üretim 9.5-10 milyon metreküpe, toplamda 20 milyon metreküpe çıkacak. Bir taraftan yeni kuyular açıyoruz. 2028’e kadarki süreçte 40’ın üzerinde yeni kuyu kazılacak. Keşif amaçlı yeni sondaj konusunda da yoğun bir çalışmamız var. Özellikle Rize Çayeli’nde petrol olduğu her zaman söylenen lokasyonda tespitimiz var. Onun sondajını yapmak istiyoruz” diye konuştu. Bayraktar, Karadeniz ve Somali’deki deniz operasyonlarında farklı ülkelerden iş birliği teklifleri geldiğini ve buna hazır olduklarını ifade etti.
ABD İle İş Birliği
Doğal gaz merkeziyle ilgili altyapı çalışmalarının devam ettiğini anlatan Bakan Bayraktar, “EPİAŞ’ı yani bizim enerji borsamızı nisan, mayıs gibi İstanbul Finans Merkezi’ne taşıyoruz. Orada karbon piyasasını açmak istiyoruz. İstanbul GAZHUB projemizin altyapısıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Depolama kabiliyetimizi artırmaya gayret ediyoruz. İlave FSRU düşünüyoruz. Bu anlamda yeni Trump yönetimiyle de özellikle doğal gaz alanında ciddi bir iş birliği imkânı olabilir. Cumhurbaşkanımız ilk döneminde Trump’la beraber bir 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi konulmuştu. 100 milyar dolara enerji ve maden olmadan gitmek bana göre çok gerçekçi değil.” dedi.
Nükleerde Karar Yılı
Akkuyu nükleer santralinin ilk ünitesinin 2025’te devreye gireceğini hatırlatan Enerji Bakanı, “Akkuyu ilk reaktörden elektrik üretmeye başladığında 1200 megavatla Türkiye ihtiyacının yaklaşık yüzde 2,5’ini karşılayacak. 4 reaktör devreye girdiğinde de Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu nükleerden karşılamış olacak. Yılda 7-7,5 milyar metreküp doğalgazı ithal etmemiş olacağız. Bu 3 milyar dolar demek. Öte yandan Türkiye’nin Sinop’ta, Trakya’da iki büyük konvansiyonel nükleer santrale daha ihtiyacı var. O noktada 2025, bizim için önemli karar yılı olacak. Çünkü artık hangi ülkeyle, hangi teknolojiyle, hangi modelle yürüyeceğimize artık 2025 yılında karar vermiş olacağız.” İfadelerini kullandı.
Nijer’de 3 Yeni Altın Sahası
Türkiye’nin Nijer’deki altın arama faaliyetlerine ilişkin de konuşan Bakan Bayraktar, “Üç tane altın sahamız vardı. Üç yeni saha anlaşması imzaladık Agadez bölgesinde, Nijer’de ilave sahalar almış olduk. Mevcut 2020’de başladığımız sahada da üretimi 2025 içerisinde gerçekleştirmeyi ve ilk altını üretmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi al Adwani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Pardeshi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.